Kaş… Kimileri için ev, kimileri için mola, kimileri için uzak bir diyar… Ama şu bir gerçek ki, Kaş’a bir kez gelen herkesin aklı da gönlü de burada kalıyor. Son dönemlerde Türkiye’nin en önemli turizm cazibe merkezlerinden olan Kaş, her ne kadar popüler bir destinasyon haline gelse de hala kendine has havasını korumaya, doğasıyla büyülemeye, mavinin en berrak tonlarıyla buluşturmaya devam ediyor bizi.
Kaş ve civarını hakkıyla keşfet etmek isteyen herkes, konfor alanından çıkabileceği çeşitli doğa sporlarını denemeli bana kalırsa. Kaş bunun için deniz kanosundan, trekkinge, dalıştan, yamaç paraşütüne, kıyı traversinden (coasteering), bisiklet turlarına kadar o kadar büyük fırsatlar sunuyor ki, günün sonunda yorulmuş bedenleriniz, dingin zihinleriniz ve hayatınıza kazandırdığınız yepyeni bir deneyimle “kendiniz için gerçekten güzel bir şey yaptığınızı” görüyorsunuz. O yaşanan deneyim aslında içten içe bilinen “bütünleşme halini” sunuyor bize. Yaşama, ekosisteme, tarihe ve insanlara içten bir şekilde temas etmemizi sağlıyor. Abartmıyorum, çünkü biliyorum ki “doğayla bütünleşen kendi doğasıyla bütünleşir.” Benim şimdiye kadar deneyimlediğim hep bu oldu, aksini henüz hiç yaşamadım. O yüzden, Kaş’ta ilk kez denediğim deniz kanosu tecrübemi adım adım paylaşmak istiyorum sizinle. Umarım hayatınıza yeni bir deneyim kazanmanıza bu sayede vesile olabilirim:)
KAŞ’TA NEREDE DENİZ KANOSU YAPILIR?
Önce deniz kanosu ya da sea kayak nedir ona kısaca değineyim. Deniz kanosu, denizde kürek çekilerek yapılan ve kol gücüne dayalı enfes bir spor. Farklı zorlukta çeşitli rotalar olduğu için de kendinize en uygun olanı seçebiliyorsunuz. Deniz kanosuyla keşfedilebilecek en güzel yerlerden biri kesinlikle Kekova Bölgesi. Kaş’a gelip günübirlik tekne turuna katılanlar bilir bu bölgeyi. Ben de tekneyle defalarca gittim fakat deniz kanosunun çok başka bir perspektifi olduğunun garantisini veriyorum. Deniz kanosu için Kekova Klasik, Kekova Doğu veya Kekova Batı rotalarından birini tercih etmek mümkün. Onun dışında Kaş Bucak Denizi ve Kaş Arşipeli rotaları da mevcut.
İLK KEZ DENEYENLER İÇİN DENİZ KANOSU
Her doğa sporunda olduğu gibi deniz kanosu da, yazımın başından belirttiğim gibi, sizi konfor alanınızdan çıkaran çok özel bir disiplin. Ben uzun yıllardır doğa sporlarının içindeyim; bundan dolayı her sporun kendi içinde belli başlı kuralları olduğunun ve aslında her birinin başlı başına bir disiplin olduğunun bilincindeyim. Ancak her doğa sporunun da bir başlangıç seviyesi olduğunu ve kendisine hazır olan herkese kucak açtığını da ısrarla söylemem gerek. “Ben yapabilir miyim acaba?”
Hem de çok güzel yaparsın! Üstüne bir de çok zevk alırsın!
Şimdi bununla ilgili biraz teknik detay vereyim. Ben ilk kez denememe rağmen kano üzerinde denge kurmakta veya pedalları kullanmakta hiç sorun yaşamadım. Zaten denize indiğinizde alışma pratiği yapmamızı istiyor rehberimiz. O deneme süresi deniz kanosunun mantığını anlamamıza oldukça yardımcı oluyor. Bu arada tek kişilik (single) ve iki kişilik (double) olan deniz kanosundan hangisini kullanabileceğimize, bu sporla ilgili tecrübelerimizi göz önünde bulundurarak rehberimiz karar veriyor. Tecrübesiz olanlara genellikle double deniz kanosu öneriliyor ki ben bunu kullandım. Double sea kayaktaki kritik nokta partnerinizle koordinasyonu sağlamak yani eş zamanlı aynı yönde kürek çekmek ve tempoyu ayarlamak. Arkada oturan kişi pedalları yönetiyor, ben en arkada oturduğum için partnerim doğrudan görüş açımdaydı dolayısıyla onun küreklerini takip etmeye çalıştım. Belli bir süre geçtikten sonra mevcut tempo oturuyor ve suyun üstünde resmen akmaya başlıyorsunuz. Artık kollarım değil de onun yerine ellerime taktığım paletler varmış gibi bir his uyanmıştı bende mesela. Yine de güzel kollarımız biraz yoruluyor tabi ki… Ancak doğru şekilde kürek çekip tempoyu sağladıktan sonra “ben bildiğin yapıyorum bu işi yahu” diyorsunuz:)
Üzerine biraz çalışmam gereken kısım geri geri gitme ve dönme kısımları oldu bende. Bir an “n’apıyorduk şimdi” demek çok normal yani, birkaç denemeden sonra her şey yoluna giriyor o yüzden endişelenecek hiçbir durum yok.
Ve ters dönme gibi riski ancak aşırı dalga varsa gelişebilecek bir durum. Zaten öyle zamanlarda da böyle turlar düzenlenmiyor pek.
Kısacası, hava koşulları yerindeyse ve her koşulda güvenebileceğiniz bir rehberiniz varsa tüm endişeleri geride bırakıp keyfin doruklarına kürek çekmeye hazırsınız demektir… Merhaba sonsuz mavi…
DENİZ KANOSU KEKOVA KLASİK TURU
Bu bilgileri not ettikten sonra gelelim rota bilgilerine… Ben Kekova Klasik turunu yaptığım için vereceğim rota bilgileri bu bölge üzerinden olacak.
Turumuzun buluşma noktası, Kaş merkezdeki Uzun Çarşı’nın sonunda yer alan ünlü Kral Mezarı. Sabah 07:30’da buradan araca binip yaklaşık 45 dakika sonra Üçağız’a ulaşıyoruz. Buraya ulaştıktan sonra kanoya binecek şekilde ön hazırlıklarımızı yapıyoruz. Sonrasında malzemeleri dağıtıyor rehberimiz. Ölçülerimize göre can yelekleri, kişiye özel dry bag’ler ve serpinti etekleri veriyor bize. Sonrasında hem deniz kanosunun pedallarını ayarlamak için hem de pedalların nasıl çalıştığını görmemiz için kısa bir bilgilendirme yapıyor. Bir sonraki adımda ise rehberimiz kullanacağımız tüm ekipmanları tanıtıyor ve en efektif şekilde kürek çekmek için uygulamalı pratikler yapıyoruz.
Ve artık kürek çekmeye hazırız! Kekova Bölgesini, Tersane Koyu’nu, Batık Şehri ve Simena’yı keşfetmek için sırayla denize konuveriyoruz. Herkesin enerjisi çok yüksek, hava koşulları mükemmel ve deniz çarşaf gibi!
KEKOVA KLASİK ROTASI
Kekova Klasik Deniz Kanosu rotasını kendimce dört bölüme ayırarak anlattım, böylece verdiğim bilgiler daha kolay şekilde akıllarda kalabilir.
İlk Bölüm:
Üçağız – Tersane Koyu: Üçağız’dan Tersane Koyu’na kadar yaklaşık 45 dakika kürek çekiyoruz ve Tersane Koyu’nda yaklaşık yarım saat mola veriyoruz. Burada isteyenler gölgede dinleniyor, isteyenler Xera Harabeleri’ne göz atıyor, isteyenler cam gibi berrak sularda yüzüyor. Yarım saatin ardından da küreklerimizi Batık Şehre doğru yönlendiriyoruz.
İkinci Bölüm:
Tersane Koyu – Batık Şehir: Batık Şehre doğru yol alırken, aslında tarihe kürek çekiyoruz. Batık Şehri teknelerle bu kadar yakından görmek pek mümkün değil çünkü koruma alanı olduğu için burada yüzmek yasak. Dolayısıyla deniz kanosu yaparken su altındaki kalıntıları, basamakları, eski evlerin kalıntılarını ve detayları çok daha yakından keşfedebiliyoruz. Rehberimiz Batık Şehir tarihiyle ilgili bilgi verdikten sonra, büyülenmiş gibi ayrılıyoruz oradan ve Simena’ya (Kaleköy’e) doğru küreklemeye devam ediyoruz 🙂
Üçüncü Bölüm:
Batık Şehir – Simena: Batık Şehir’den kürek çekmeye devam ediyoruz ve inanması zor güzellikte bir Likya kentine, Simena’ya ulaşıyoruz! MÖ 4. yüzyıla tarihlendirilen Simena, eşsiz tarihi dokusu, çiçeklerle bezenmiş sevimli evleri, küçük dükkanları ve meşhur dondurmasıyla her zaman hatırlanacak bir atmosfer olarak zihinlere kazınıyor. Bir de en üst noktasında yer alan tarihi kaleyi görmeden dönmeniz bence kendinize haksızlık olur 🙂 Simena’ya geldiğimizde hem öğle yemeği hem de tüm bu saydığım coğrafi değerleri görecek kadar yeterli zamanı tanıyor rehberimiz bize.
İkinci ve üçüncü kısımlar toplamda rotanın en uzun kürek çekme mesafesi ve yaklaşık bir saat civarı sürüyor.
Son Bölüm:
Kaleköy – Üçağız: Yedik, içtik, güldük, eğlendik artık Simena’dan ayrılma vakti geldi. Burası son kürek çekme etabı ve sadece 20 dakika kadar sürüyor. Suyun üstünde hala canlılığını koruyan mezarların arasından geçiyoruz bu sürede. Kürek çektiğimiz yerlere şöyle bir bakıyoruz ve usulca yanaşıyoruz Üçağız’a. Burayı da gezmek, görmek isteyenler için yine rehberimiz biraz süre tanıyor bize. Sonra da Kaş’a dönüş yoluna geçerek, mükemmel bir gün geçirdiğimiz için kendimizi kutluyoruz. 🙂
En kısa sürede Kekova Batı Rotası’nı denemek için fırsat kolluyorum ben. Bu arada deniz kanosu turları sadece günübirlik değil aynı zamanda konaklamalı olarak farklı rotalarda da yapılabiliyor. “Tatili tatil yapan şey, yeni deneyimdir” mottosuyla yola çıkan herkese deniz kanosu turlarını yürekten tavsiye ediyorum.
NOT:
Bu arada, Kaş ve Kekova Bölgesi koruma altında olan bölgeler olduğu için şahıs olarak doğrudan deniz kanosu kiralayamıyorsunuz. Dolayısıyla bu etkinliği rehber eşliğinde yapmak, hem güvenliğiniz hem de doğaya saygı açısından oldukça önemli.
Teşekkürler!