Kaş’da otele yerleşme ve acentamızda buluşma.

Kaş küçük bir balıkçı köyü olarak çıktığı yolculuğuna bugün artık Türkiye’nin en önemli doğa sporları merkezlerinden biri haline gelmeye aday olarak devam etmektedir.

Likya’nin önemli kentlerinden olan Kaş, ilçeyi çevreleyen Antik Döneme ait kentler ve tarihsel degerlerle doyumsuz kültür seyahatleri; Akdeniz’in derinlerde yarattığı heyecanlari doruklarda hissettiren sualtı dalışları; nehirlerde yapılan macera dolu ‘deniz kanosu turları’, ekolojik uyumun keşfedildiği ‘doğa yürüyüşleri’; yüksek dağlardan turkuaz rengi suların manzarasına süzülen ‘yamaç paraşütü’; Akdeniz’de değerli taşları andıran adalar ile çevreye yapılacak ‘Mavi Yolculuk ve tekne turları; damak tadınıza uygun deniz ürünleri ve dağlarda yetişen kokulu otlarla tatlandırılan yöresel yemeklerden oluşan mönüsü; yüzlerce yılın mirası, el sanatlarının çeşit ve güzelliği; Kaş’ın bağlı olduğu Antalya ve ilçelerine ait turizm merkezleri ile tabiat, tarih ve kültür zenginliğini, alternatif turizm imkanları ve çevresinde yer alan turizm merkezlerinden oluşan renkli yelpazesi ile düşsel bir mekandır.

Acentada tanışma-bilgilendirme toplantısı ve akşam hoşgeldiniz kokteyli.

Deniz kanosu maceramıza, önce antik Sebeda yerleşiminin doğal bir limanı olan Bayındır Limanı(Limanağzı) içinde temel kürek ve kano becerilerini öğrenerek başlayacağız. Bugün yolumuz nispeten kısa. İlk rotamız gelecek günler için bir ‘ısınma günü’ olacak.

İlk gün, Çakıl Plajı’nda rehberinizden alacağınız kısa birifingden sonra Limanağzı’nın sakin sularına doğru kürek çekmeye başlıyacaksınız.

Kanoya başlamak için uygun bir koy olan Bayındır Limanı sularında kanolarınıza adapte olurken; kürek tekniklerini, kanoyu tahliye etme, taşıma, devrilme anında tekrar kanonun üzerine çıkma, kıyıya yanaşma, senkronize kürek çekme, dümen kullanma..gibi birçok beceriyi günboyu keyifle öğreneceksiz.

Bu sırada gezimizin diğer günlerinde de bizle birlikte olacak destek ve güvenlik teknemiz bizi az ilerden takip edecek.

Akşama doğru, Limanağzı plajındaki kamp alanımıza çıkıp burada çadırlarımızı kurarak ilk geceyi geçireceğimiz noktada diğer günlerde yapacağımız birçok kampçılık tekniğini hatırlayacağız ve en önemlisi kıyı kampçılığının ve doğayla uyumlu kampçılığın farklılıklarıyla rehberlerimizin öncülüğünde tanışmaya başlayacaksınız.

Zamanımız elverirse, yakındaki Likya patikası üzerindeki kaya mezarlarını ve içinde eski bir Bizans kilisesini barındıran Hıdrallez Çöküntüsü’nü ziyaret edecek ve kıyıboyu sohbet yürüyüşlerimizi mavi sularda yapacağımız yüzme ve şnorkel gezintileriyle süsleyeceğiz.

Kamp-1: Kürek süresi: max. 4 saat. Zorluk derecesi: SINIF-2.

Kahvaltı, Öğlen Yemeği, Akşam Yemeği

Sabah erken bir kahvaltının ardından kampı toplayıp, malzemeleri kanolarımıza yükledikten sonra açık sulara kürek vurmaya başlayacağız.

Önce Kaş takımadalarının arasından geçerek doğuya ilerlemeye devam edeceğiz.Bugünkü varış noktamız olan İnönü mevkiine doğru kürek vururken saatler içinde deniz üzerinde kanoyla seyahat etmenin büyüsünü hissetmeye başlayacaksınız.

Sarp bir kıyı şeridi geçişi ardından molamızı öğlen yemeği için Ufakdere plajında vererek günün son etabı için yola koyulacağız.. İlk günlük yolculuğumuz kürekçilerin malzemelerine alışmalarını kolaylaştıracağı gibi onların nefeslerinin açılmasını da sağlayacak. Öğle yemeği sonrası belki de onlarca geminin son yolculuğunu yaptığı nokta olan Uluburun önümüzde tüm heybetiyle yükselecek ve şu an bazı parçalarının Bodrum Arkeoloji Müzesi’nde sergilendiği dünyanın bilinen eski gemisinin arkeolojik kazısının yapıldığı Uluburun’u antik çağların denizcilerinin yaşamlarını kafamızda canlandırarak geçip, az sonra önümüzde son sessiz ‘düzlüğe’ çıkarken, eğer şanslıysak Akdeniz’in en nadide canlılarından Akdeniz foklarını, deniz kaplumbağlarını görmemiz mümkün olabilir.

Dalgalarla yüzyıllarca şekillenmiş kıyının girintili çıkıntılı, delik deşik, oynak kıyıları, size eski denizcilerin kafalarında canlandırdığı gibi Posedion’un kıvırımlı sakallarını çağrıştırabilir.

Küçük bir derenin denize kavuştuğu koyda ilk gecemizi geçireceğimiz kamp alanına yerleştikten sonra, rehberlerimiz ve gönüllüler yemeklerimizi hazırlarken; sizler çevrede kameranızla küçük keşif gezileri yapabilir, berrak sularda yüzerek dalarak vakit geçirebilirsiniz.

Dar koycukları, sivri çıkıntıları çevreleyen alışılagelmedik kıyı ekosistemi huzur ve sessizliğin simgesi olarak ancak ve ancak küreklerinizle arşınlayabileceğiniz bir atmosferi size yaşatacak.

Deniz ve doğa aşıkları bir kez daha tabiatın gizemlerini gözlemleyecekler.

Likya mutluluğunu yakalamak için kameranızı yanınıza almayı unutmayın!

Kamp-2: Kürek süresi: max. 3 saat. Zorluk derecesi: SINIF-2+.

Kahvaltı, Öğlen Yemeği, Akşam Yemeği

Bugünkü hedefimiz Aperlai. Sabah erken saatlerde önce ikinci kampımızı arkamızda bırakarak öğle yemeği molamızı vereceğimiz küçük bir koya kadar kıyıya yapışık biçimde ilerleyeceğiz ve bazı küçük adacıkları ziyaret edeceğiz. Buralarda yeşilin maviyle dansına tanıklık edeceksiniz. Suyun kayaları oyduğu dar girintilerle ve ince çıkıntılarla biçimlenmiş etrafınızı saran sıradışı ekosistem, size huzur ve keyif verecek. Bu barışcıl sessizliği yalnızca suya girip çıkan küreklerinizin sesi dalgaların çırpıntısı bozabilir.

Makiyle kaplı kireçtaşı yapısı üzerinde oyulmuş kıyıya ve uçurumlara paralel kürek vurduktan sonra mevsime göre belki de göçerleri görebileceğimiz Barak Limanı’nda öğle yemeği molası, yorgunluğumuzu bir parça hafifletecekdir. Mola sırasında Barak Limanı üstündeki Dinek Tepe üzerinde konuşlanmış Roma gözetleme kulesini ziyaret edebiliriz.

Deniz ve doğa tutkunları, kuzey Akdeniz havzasının tipik bitki örtüsü makilik alanlar, denize kavuşan fiyord benzeri dar kanyonlar, dere yatakları, küçük plajlar arasında ilerlerken tabiatla bir kez daha bütünleşeceklerdir.

Kısa bir öğle yemeğinin ardından bugünkü etabımız Sıçak Yarımadası’nın batı ucundaki Sıçak İskelesi olarak da bilinen Asar Koyu’nda sona erecek.

Bu koyda yüzyıllarca önce kurulmuş olan Aperlai antik kentinde bizi önce liman harebeleri ve yaklaşık iki bin yıl önce bir depremle suyun altında kalmış yapılar karşılayacak.

Mermer sütunları, düzgün zeminiyle bir kilise kalıntısı halen suyun hemen altında durmaktadır. Sözkonusu bu kalıntı Türkiye’deki sualtında bulunan ikinci kilisedir. Araştırmacılara göre burası 4-7. yüzyıllar arasında kutsal topraklara-Filistin’e- giden veya oradan gelen hacılar için bir cazibe ve mola merkeziydi. Aperlai adıyla bilinen bu 2400 yıllık yerleşim, en parlak dönemi olan 4-6. yüzyıllarda 1,000 kişiyi barındırıyordu.

Kaş’tan yirmi mil uzaklıktaki bu antik şehrin kalıntılarını karada yapacağınız gezintilerle ve aynı zamanda şnorkel ile suyun altında da keşfetmek mümkündür.

Harabeleri gezerken ünlü ‘Roma Eflatunu’nun (purpura) hammaddesi olan ‘murex’ deniz kabuklusunun kaynatılmış, boyası alınmış kıyıdaki ve içerlerdeki öbeklerini görebilir ve halen o kokuyu alabilirsiniz.

Fırtınalarla kıyıya vuran gemilerin kazazedelerini koruyan, aç denizcileri doyuran, çocuklara ağaç dallarından yaptığı oyuncakları sunan Noel Baba adıyla da anılan Piskopos Aziz Nikola’nın 4.yüzyıl başlarında doğup büyüdüğü yer olan Demre (Myra)’nin buraya sadece 15 mil uzaklıkta oluşu Aperlai’yi önemli bir ziyaret noktası haline getirmişti.

Kamp-3: Kürek süresi: max. 3 saat. Zorluk derecesi: SINIF-2+.

Kahvaltı, Öğlen Yemeği, Akşam Yemeği

Bugün çok çalışmalıyız… yani çok kürek çekmeliyiz.

Sabah erken ve hızlı bir kahvaltının ardından, günün ilk ışıklarıyla Aperlai ve Kekova Körfezi arasındaki Sıçak Yarımadası en kestirmeden aşan Akar Boğazı’ndan geçerek sakin Kekova sularının başladığı Kara Ada boğazına devam edeceğiz. Bu etap belki de o güne kadar yaptığımız arkeolojik görselliği en zengin gün olacak.

Önce Kekova Adası’nın batısındaki Tersane Koyu ve yakınındaki deniz mağarasını ziyaret edip ardından adanın kuzeye bakan tarafındaki, Aperlai ile aynı dönemde sulara gömülen, yalnızca tekne ya da kano ile erişilebilen batık şehrin üzerinden geçen rotamız bizi Üçağız (Teimioussa) yerleşimine götürecek. Müthiş bir kıyı görselliği içinde zamanın geçtiğini farketmeyeceksiniz.

Teimioussa, Likya dönemi gömü alanlarının en önemlilerinden birisi olarak önceleri küçük bir balıkçı köyü ve şimdilerde trafiği yoğun bir turizm noktası olarak tarihteki işlevini sürdürüyor. Kasabaya adını veren Üçağız sözcüğü, kıyıdan Kekova-Geyikova- Adası’nın güneye, doğuya ve batıya olan su yollarını-geçitlerini- anlatmaktadır.

Üçağız’daki molamızdan sonra yönümüz tekrar doğuya, Likya şehirleri içinde en çekicisi olan Simena’ya (Kaleköy) doğru olacak.

Simena’ya vardıktan kampımıza veya pansiyonumuza yerleştikten sonra, çevreyi gezeceğiz. Özellikle ortaçağ döneminde Aziz John şövalyelerinin ve Osmanlıların da üs olarak kullandığı kale, Kekova’ya olağanüstü bir kuşbakışı manzara sunmaktadır. Şehrin bir kısmı depremlerle sular altında kalmıştır. Simena bugün bile ya yalnızca yürüyerek ya da deniz taşıtıyla ulaşılan bir yerleşimdir.

Kamp-4: Kürek süresi: max.4 saat. Zorluk derecesi: SINIF-2+.

Kahvaltı, Öğlen Yemeği, Akşam Yemeği

Simena etabımızın ardından artık bu sularda son günümüzü geçireceğimiz rotamızda sabah saatlerinde tekrar doğuya devam edeceğiz.

Önce 1.Dünya Savaşı sırasında destanlaşan gemilerimizden Rauf Orbay komutasındaki Hamidiye Zırhlısı’nın Akdeniz’deki ‘korsan harekatı’ sırasında bir süre gizlendiği ve ikmal yaptığı yer olan ve bugün ‘Hamidiye Koyu’ olarak da bilinen mevkii de tarihle başka bir buluşma yaşayacağız.

İki saatlik bir yolculuktan sonra önce rotamız üzerindeki Kişneli Ada’yı ve üzerinde bir zamanlar korsanlar tarafından kullanılan Aşırlı Adası’ndaki deniz mağarasını ziyaret edip ardından her zaman güzelliklerini saklayan, Gökkaya Koyu’na ulaşacağız. Buradaki öğle yemeği molası sırasında antik Istlada yerleşiminin kıyıya yakın harabelerini gezececeğiz.

Öğle molasının ardından, tekrar ve son kez doğuya doğru kürek vurmaya başlayacağız.

Son hedefimiz antik Myra’nın bir zamanlar Bizans dönemine kadar limanı durumundaki ve bugün artık aluvyonlarla kaplanmış olan Andriake (Çayağzı). Milattan sonra 61 yılında İsa’nın havarilerden biri olan Aziz Paul’ü Roma’ya götüren gemi, bir süre fırtınaların geçmesini beklemek için burada demirlemişti. Kaş ve Finike arasındaki Myra (şimdiki Demre) diğer altı büyük Likya şehirleri arasında en önemlilerinden birisiydi. Milattan önce 5. yüzyılda deniz kıyısında kurulan ve 9.yüzyılda Arap kuşatmasından sonra terkedilen bu şehir artık denizden içerlerde karadan ziyaret edilebilen bir yer durumunda. Kokar Limanı’nda karaya çıktıktan sonra, Myra harabelerini ve Aziz Nikola Kilisesi’ni gezip, dört yorucu günün ardından Kaş’taki otelimize doğru yola koyulacağız.

Kürek süresi: max.4 saat. Zorluk derecesi: SINIF-2+.

Kahvaltı, Öğlen Yemeği

Turumuz, otelimizdeki son kahvaltıdan sonra bitecektir.

İsteyenler, yola çıkmadan önce, bugünü son bir etkinlikle birleştirebilirler ya da şirin Kaş ilçesinin sokaklarını ve civarını gezebilirler, alışveriş yapabilirler.

Kaş’da bir gün daha geçirmek isteyen veya tatilini uzatmak isteyen misafirlerimiz; sualtına tüplü dalış-deneme dalışı-, günlük doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, atlı geziler, Eşen Çayı’nda kano günü, tekne gezisi veya yakın yöreye yapılacak küçük geziler ve diğer aktiviteler için acenta ofisimizle önceden temas kurabilir, konaklama rezervasyonu yaptırabilirler.

Bu tura katılan misafirlerimiz, diğer günler için yapacakları konaklama ve bazı aktivitelerden özel indirim alacaklardır